Ağustos güncellemesi
Geçen bir yılın ardından, yaşananlar, beklentiler ve türlü türlü taahhütler...
Geçen sene Ağustos’ta ve Eylül’de iki güncelleme yapmışım ve sonra hiç güncelleme yapmamışım. Bu güncelleme öncesi tekrar bir göz attım neler söylemişim, neler vaat etmişim ve neleri yapabilmişim diye.
%70 tutarlı buldum kendimi. Daha çok yazmak istemişim, bir müddet sürdürsem de devamında hafta 2 ye düşmüş yazma performansım. Ama podcast falan yapmam lazım dediğim yerde video tarafında kendimi aşmışım. (sıfırdan bire ksjhdakdla)
Şubat-Mart aylarından beri hemen hemen her hafta en az 2 tane canlı yayın içeriği oluşturmayı başardım. Buna ek olarak da Instagram, TikTok ve Youtube için kısa kesitler.
E-kitap yayınlayacağım demişim. Bir tane de olsa yapmışım. :)
Twitter’ı azaltacağım demişim. Onu da azaltmışım.
Ama diğer yandan Executives Summary’de IK falan başlayacak demişim. Başlamamış. Hatta tüm format değişmiş, konu özelinde daha derin içerikler üreten bir hale gelmiş.
Birkaç prodüksiyonu daha iyi Youtube içeriği denememi henüz sürdürememiş durumdayım. Orada bir arayıştayım. Beni biliyorsunuz süreç ve rutin en büyük yardımcım. Denemeye, vazgeçmemeye devam.
Diğer yandan neredeyse geçen bir senede başka vazgeçişlerim oldu. Ücretli aboneliği sonlandırdım mesela. Ücretli içeriği ticari bir gelir elde etmekten çok okuyucular ile daha güçlü bir bağ kurmak için kurgulamıştım. Beklentim çok küçük bir bedel ödeyen insanların e-postaları okumaya daha istekli olacağı idi. Büyük bir okunma oranı farkı yaratmadı.
Tüm içeriklerim zaten 2 ay içerisinde herkese açık hale geliyordu. Bir yandan da ücretli abonelere özel bir içerik üretmenin baskısını üzerimde çok hissediyordum. Bir süre sonra yük gibi hissetmeye başladım bu baskıyı. Bu maceraya kendimi ifade etmek için çıkmışken okuyucuya özel bir şeyler üretmek biraz çelişkiliydi. Bildiklerimi anlatmak, daha fazla insana dokunmak, işe yaramak diye çıktığım yolda kendime koyduğum tutarsız bir bariyer oldu bu konu. Ben de kaldırdım geçtim…
Bir süredir devam ettirdiğim bir alışkanlık da “canlı yayın mesaisi." Hafta içi her gün 2 saat kadar kamerayı açıp ekranımı da mümkünse paylaşıp uzaktan çalışan insanlarla birlikte mesai yapıyorum. Bu yayınlardaki derdim “örnek” olabilmek. Yayına katılan, geçerken bir uğrayan, izleyen herkese elimden geldiğince iyi bir örnek olmaya çalışıyorum. Benim için değişik bir deneyim oluyor, muhtemelen katılımcılar için de. Müsait olursanız beklerim sizi de. Saati henüz sabitleyemedim. Toplantılar ya da evde ek bir şeyler çıkabiliyor. Haberdar olmak için Youtube kanalına abone olabilirsiniz.
Geçen sene Eylül’deki güncellemede olmak istemediğim ama mecburen öyle de algılanacak “kişisel marka” konusundaki rahatsızlığımı anlatmıştım. Benim içerik üretirken tüm gayem kendimi ifade etmek, birilerine faydalı olmak, birazcık da ilham olup, cesaretlendirmek. Bu sebeple de kurgu içerikler yerine daha doğal, daha samimi canlı yayın içerikleri üretmeye ya da şu an olduğu gibi aklıma geldiği gibi yazmayı tercih ediyorum.
Videolarımdaki kişi ile yazan kişi arasında bir fark olmasın istiyorum. Okuyucular beni olduğum gibi tanısın, yazdıklarımı benim sesimle okusun, benim hikayemden, benim fikirlerimden kendilerinde bir şeyler bulsunlar istiyorum. Açık olmaya, hep doğruları, başarıları değil, yanlışları, eksikleri ve başarısızlıkları da paylaşmaya bu sebeple özen gösteriyorum.
İstiyorum ki bir “influencer” olarak değil bir “creator” olarak hayatınıza değer katayım. İsterim ki merak ettiklerimden, kendi dertlerimden ve tecrübelerimden başka birilerine fayda üretebileyim. Sonuç değil süreç odaklı olsam da çıkan sonuçlar ne yazık ki benim açımdan bağlayıcı.
Bazen beni pek de yakın tanımayan insanlar benim daha fazla insana dokunma isteğimi ve çabamı ticari sebeplere dayandırabiliyorlar. Haksız sayılmazlar. İçinde bulunduğumuz düzen parayı bir motivasyon kaynağı olarak görüyor ve herkesin değerini para ile ölçüyor. Niyeti ayırt etmek kolay değil. Benim ile ilgili de böyle düşünülmesi çok normal.
Bu güncellemede beni ileriye dönük olarak da bağlayacak net taahhütlerde bulunmak isterim. Bunların ilki kimseye kendi adımla üretilmiş bir eğitim satmayacağım. Özel bir pazarlama eğitimi, yapay zekâ kursu falan üretme niyetim yok. Eğer böyle bir yola girersem ücretsiz olacağından emin olabilirsiniz. Burada istisna davet edildiğim etkinlikler, organizasyonlar ya da eğitimler olabilir. Bu tarz durumlar olabilir ama kendi üretimim olan her şey herkese erişilebilir olacak. Özel içerik ya da video üretmeyi planlamıyorum artık ama bir şekilde olsa bile kısa bir süre sonra herkese açık hale gelecek, kendi adıma yazdığım, anlattığım her şey dijital ve ücretsiz olarak her zaman erişilebilecek.
Diğer konu ise asla ama asla düzenli bir danışmanlık hizmeti vermeme kararım. Özellikle pazarlama konusunda yazıp çizdiğim için markaların, şirketlerin, girişimcilerin benden hizmet talepleri olabiliyor. Bugüne kadar bunlara hep hayır dedim. Demeye de devam edeceğim. İçeriklerim müşteri bulmak için ürettiğim kişisel pazarlama materyalleri değil. Bundan sonra da olmayacak. Pazarlama konusunda destek mi lazım, Kroppa’ya bekleriz. Benim ve Barış’ın liderliğinde pırıl pırıl bir ekip var hizmet vermeye hazır. İsterseniz sizi ekiple kontaklayabilirim. Ama ben direk hizmet vermem. Bunu da kayda geçireyim isterim.
Son konu reklam ve sponsorluk üzerine.
Mevcut metin ve video içeriklerin üretilmesi ve yayına hazırlanması için düzenli donanım ve cihaz yatırımları yapıyorum. Hem Youtube yayınlarına katılan arkadaşlarım hem de The Executives’te yazar olarak çok iyi içerikler çıkaran gönülü bir ekip var. Video içeriklerinin editlenmesi için çalışan bir de ücretli çalışan. Çok emek var yaptığımız işte. Bu emeğin daha fazla insana ulaşması için küçük bütçelerle reklam çalışmaları da yapıyorum.
Önümüzdeki dönem bu yükü üzerimden alabilecek, gönüllülere az da olsa ödeme yapabilmemi sağlayacak ve bence en önemlisi daha fazla insana ulaşmam için kaynak yaratabilecek sponsor ya da reklam iş birlikleri kurma niyetindeyim. Olur olmaz bilmiyorum. Olursa siz de öğreneceksiniz zaten doğal olarak. “Burak SU”yun bir marka olmadığını, alınıp satılmadığını, kimseye bir şey satmaya çalışmadığını tekrar hatırlatmak isterim.
Biraz uzun olduğunun farkındayım. Ne yapmak istediğimi, nedenlerimi, amacımı açık açık yazmamın çok önemli bir sebebi var. Ben bir overthinker’ım. Kendimi anlatmak için çıktığım bu yolda yanlış anlaşılmaktan çok korkuyorum. Hem bunun önüne geçmek istiyorum hem de kendimi sınırlar çizerek, zorunluluklar oluşturarak disipline etmek istiyorum. Duyuruyorum ki yapmak, uymak zorunda kalayım.
Peki bundan sonra? Yazılar devam edecek. Hafta da en az iki yazıyı zorlayacağım. Canlı yayınlar devam. Bu yayınlardan kesitler devam. Gündüzleri mesai devam.
Kendimi konforlu hissetmediğim 2 konuda kendimi zorlayacağım. Bunların ilki selfie kamerasını açıp düşündüklerimi kısa kısa anlatmak ve bunu düzenli yapmak. İkincisi ise generalist’lere yönelik önceden kapsamını belirlediğim 20-25 dakikalık özel video içerikler üretmek. Bu iki içerik türünde, kısa formatta izleyiciye daha çok bilgi verebileceğime inanıyorum. Ama elim bir türlü gitmiyor. Burada size söz vereyim ki yapabileyim…
Her zaman olduğu gibi eleştirilerinizi, önerilerinizi duymayı çok isterim. İster alta yorum yazın ister e-postayı cevaplayın fark etmez. Size nasıl rahatsa.
Üretmeye ve görüşmeye devam!