Yeni yıl kararları: “Hedef ve motivasyon neden işe yaramıyor?”
Bugünün konusu tanımlar ve başarısızlık. Neden başarısız olduğumuzda anlaşırsak başarılı olmaya bir adım daha yaklaşabiliriz. Yazının sonuna da iki uyarı ekledim.
Bir önceki yazıda bazı tanımlar üzerinde düşünmenizi istemiştim:
“Karar, hedef, amaç, gaye, motivasyon, disiplin ve sebat.”
Bugün bu tanımlara kısaca değinip, yeni yıl kararları başta olmak üzere kendiniz ile ilgili aldığınız kararların başarısını konuşacağız. Tanımlarla başlayalım.
KARAR: Alternatifler arasından bilinçli bir seçim yaparak harekete geçme anıdır. Bu seçim, değerlendirme sonucunda varılan kesin yargıyı ve bunun sonucunda alınacak aksiyonu ifade eder. Karar, değişimin ve eylemin başlangıç noktasıdır.
HEDEF: Belirli bir zaman diliminde ulaşılmak istenen, somut, ölçülebilir ve spesifik sonuçlardır. Hedefler, amaçlara ulaşmak için atılacak adımları net bir şekilde tanımlar ve başarının değerlendirilmesine olanak sağlar.
AMAÇ: Hedefleri kapsayan, daha genel ve geniş kapsamlı faaliyet yönüdür. Amaç, gayeye hizmet eden orta vadeli planları ve genel hareket alanını belirler. Hedeflerin neden konulduğunu açıklar.
GAYE: Kişinin varoluşsal sebeplerine dayanan, en temel yaşam yönünü belirleyen ve iç motivasyon kaynağı olan nihai yaşam misyonudur. Gaye, tüm diğer hedef ve amaçların temelini oluşturur ve yaşama anlam katar.
MOTİVASYON: Hedefe ulaşmak için kişiyi harekete geçiren duygusal enerji ve istektir. Değişken yapıda olan motivasyon, başlangıç için gereken itici gücü sağlar ancak sürdürülebilir değildir.
DİSİPLİN: Hedeflere ulaşmak için gereken eylemleri, duygulardan bağımsız olarak düzenli ve sistemli bir şekilde gerçekleştirme alışkanlığıdır. Disiplin, motivasyonun olmadığı zamanlarda bile eylemi sürdürmeyi sağlar.
SEBAT: Zorluklara, engellere ve başarısızlıklara rağmen yola devam etme gücüdür. Sebat, uzun vadeli başarı için gereken direnç ve kararlılığı sağlar, vazgeçmemeyi ve yılmamayı mümkün kılar.
Tartışmanın sonunda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim:
“Değişmek konusunda başarısız olmanızın sebebi aslında hedefleriniz. Yıl başında kendinize koyduğunuz hedefler ne yazık ki yıl sonuna gelmeden kararlarınızı bırakma sebebiniz oluyor.”
Peki neden?
Bence üç tane temel sebebi var bu başarısızlığın.
Hedefler sonuç ile ilgilidir, sebep ile ilgili değil.
Hedefler genellikle ulaşılmak istenen sonucu tanımlar ama o hedefe ulaşmak istememizin altında yatan sebebi göz ardı eder. Bu sebebi net şekilde bilmeden, farkında olmadan hedef koymak kısa vadede bazen başarılı olsa da orta ve uzun vade de genellikle başarısız olur. Her ay 30 yeni kelime öğrenme hedefi ilk ay başarılı olsa bile “kendini akıcı şekilde İngilizce ifade etmek” amacı olmadan kolay kolay sürdürülemez. Açıkçası amaçtan da öte bir gaye başarı şansısını arttıracaktır. Amacı olmayan, gayesi olmayan bir hedef tutturulamaz.
Hedeflerimizi fazla idealize ederiz.
Kısa vadede başarılı hedefler belirlesek de uzun vade hedeflerini belirlerken genellikle gelecekteki idealize edilmiş bir “ben imajını” kullanırız. Bu ay 5 kilo verme hedefi tutturulurken, sıklıkla yıl sonuna konmuş bir ideal kilo hedefine dayalı 35 kilo verme kararı pek de başarılı olmaz. Kendinden daha iyi bir “ben ideali” gün geçtikçe gerçekten kopar, uzaklaşır. Gerçekleştirilemez olur. Hedefin gerçekleşme zamanı ne kadar uzak ise isabet o kadar başarısız olur.
Hedefler motivasyona bağımlıdır.
Tanımı gereği motivasyon, insanı bir hedefe ulaşmak için harekete geçiren duygu. Motivasyon ne yazık ki sürekli değil. Kırılgandır. İnişli çıkışlıdır. Kısa süre için motive olmak kolayken süre uzayınca motivasyon kaybolur. İlk hafta, herkese sigarayı bıraktığınızı söylerken sigara içmemek kolay. Mesele sigarasız geçen altıncı ayın sonunda, toplantı öncesi stresine ya da alkollü bir ortamda bir arkadaşın “yak bir tane, bir şey olmaz”ına dayanabilmekte. Motivasyon tükenir. Hedefler şaşar.
Spora, diyete, her gün kitap okumaya başladığınızda, sigarayı, alkolü bıraktığınızda ya da yeni bir şey öğrenmeye başladığınızda genelde yukarıda anlattığım gibi olur. Yola bir hedef ile çıkılır. Kaç gün spora gidileceği, her gün kaç sayfa okunacağı, kaç kilo verileceği hep rakamlarla ifade edilir. “Bundan sonra” ile başlayan cümleler kısa vadede tutulabilen kararlar olsa da genellikle orta ve uzun vadede başarısız olur.
Ben bir şey gerçekleştirmek için bize bir yöntem olarak anlatılan “hedef koyma” adımının yanlış olduğunu düşünüyorum. Kararlarda başarılı olmanın yolunun tam tersi hedef koymamaya, mümkünse pek de ölçmemeye dayalı olduğuna inanıyorum. Doğru sıra önce gaye, sonra amaç ve en son ve illa gerekli ise hedef.
Benzer şekilde sebat etmek ve disiplin, motivasyondan çok daha önemli bir araç. Varoluşsal bir gayenin şekil değiştirse bile her gün disiplinle devam etmeyi sağlayacağına inancım tam. Kısa vadede başaramasa da hedeflerini gerçekleştiremese de gaye ve amacı için ilerleyen insanların zorluklar karşısında sebat ile mücadele ettiğine defalarca şahit oldum. Benim tecrübelerim bu sebeple ilk adımın gaye ve amaç olması gerektiğini söylüyor. Bir sonraki yazı da bunun üzerine olacak.
Başarının göreceliğini, neyin başarı olup olmadığı tartışması ise ayrı bir yazı konusu. Burada bahsettiğim başarı “kendini gerçekleştirme.” Zengin olmak, sınavı kazanmak, işe girmek, evlenmek gibi hedefler değil. Hayata daha geniş bir pencereden bakıp kendini zamanla inşa etmek, değişmek ve değiştirmek benim kastım. Bu tarz bir başarıya herkesin ihtiyacı olduğunu ya da hiyerarşik olarak bu tarz başarıların diğerlerinden daha üstün olduğunu düşünmüyorum. O sebeple de yazdıklarıma kendi tecrübelerim, fikirlerim gibi bakmak faydalı olacaktır. Genel bir kuraldan bahsetmiyorum.
Küçük bir uyarıda daha bulunmama izin verin. Burada üzerine yazıp çizdiğim şeyler Maslow Piramidinin ilk iki basamağını çıktıktan sonrası ile ilgili. Bugün ekonomik olarak geçim sıkıntısı çeken, barınma ve gıda gibi fizyolojik ihtiyaçları karşılamakta zorlananların hayatlarında gaye, amaç ya da anlam arayışı içinde olmaları pek olası değil.
Bu durumda uzunca bir süre İstanbul’da mücadele etmiş bir ex-beyaz yakalı olarak hedeflerin ve motivasyonun etkisinin daha önemli olduğunu düşünüyorum. Örneğin İngilizce öğrenmek terfi almak ya da yurt dışı ile iş yapmak gibi sebeplere dayanabilir. Daha çok para kazanmak bir motivasyon kaynağı ya da bir mecburiyet olabilir.
Yeni yıl kararları teması genellikle bu tarz ihtiyaçların dışında olsa da düşündüklerimi ifade ederken gerçek dünya meseleleri yokmuş gibi konforlu bir alana hapsolmak istemem. Her ne kadar bazı kararlar, ihtiyaçlar hatta mecburiyetler sebebi ile alınsa da ben yine de insanın gayesini aramasının ya da inşa etmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Sonraki yazıda görüşmek üzere.